
Neşet Ertaş, Türk halk müziğinin en büyük ustalarından biri olarak kabul edilen bir ozan, bağlama virtüözü ve “Bozkırın Tezenesi” lakabıyla anılan efsanevi bir sanatçıdır. Alevi-Bektaşi geleneğinden beslenen müziği, Anadolu’nun acılarını, sevdalarını ve insan hikayelerini derin bir duyguyla yansıtmıştır. İşte Neşet Ertaş’ın hayatına dair detaylı bir özet:
Erken Dönem ve Çocukluğu:
Doğum: Neşet Ertaş, 1938’de (bazı kaynaklara göre 1943, kesin tarih tartışmalıdır) Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesine bağlı Kırtıllar köyünde doğdu. Alevi bir aileden gelen Ertaş, yoksul bir ortamda büyüdü.
Aile: Babası Muharrem Ertaş, dönemin önemli saz ve söz ustalarından biriydi. Annesi Döne Hanım ise erken yaşta vefat etti. Neşet, babasının ikinci eşiyle büyüdü.
Müziğe Başlangıç: Babası Muharrem Ertaş’tan saz çalmayı ve bozlak söylemeyi öğrendi. 5-6 yaşlarında keman çalmaya başladı, ardından bağlamaya geçti. Çocukluğu, köy düğünlerinde babasıyla birlikte çalıp söyleyerek geçti.
Annesinin Kaybı: Annesini 14 yaşında kaybetti. Bu olay, onun hayatını ve müziğini derinden etkiledi; acıları türkülerine yansıdı.
Gençlik ve Müzik Kariyerinin Başlangıcı:
Göç ve Geçim Mücadelesi: Aile, yoksulluk nedeniyle Kırşehir’den Kırıkkale’ye, oradan da Ankara’ya göç etti. Neşet, genç yaşta sokaklarda, düğünlerde ve gazinolarda çalarak geçimini sağladı.
İlk Plak: 1950’lerin başında, babasının yazdığı “Neden Garip Garip Ötersin Bülbül” türküsüyle ilk plağını çıkardı. Bu eser, onun tanınmasını sağladı.
Askerlik: Askerliğini İzmir Narlıdere’de yaptı. Bu dönemde de müziğe devam etti ve askerlik sonrası profesyonel müzik hayatına adım attı.
İstanbul Yılları ve Yükselişi:
İstanbul’a Taşınma: 1960’larda İstanbul’a taşındı ve burada gazinolarda sahne almaya başladı. Bu dönemde “Garip” mahlasını kullanarak eserler üretti; bu isim, hem babasına saygısından hem de kendi yalnızlık hissinden geliyordu.
Unutulmaz Eserler: “Zahidem”, “Gönül Dağı”, “Yalan Dünya”, “Cahildim Dünyanın Rengine Kandım” gibi türkülerle ünlendi. Sözleri ve besteleri, sade ama derin bir duygu taşır.
Bozlak Ustası: Orta Anadolu’nun bozlak geleneğini zirveye taşıdı. Bozlak, uzun havalarla acı ve özlemi dile getiren bir türdür; Neşet’in sesi ve sazı bu tarzı eşsiz kıldı.
Kişisel Hayatı:
Evlilik: Neşet Ertaş, 1957’de Leyla Hanım ile evlendi. Bu evlilikten Döne, Canan ve Hüseyin adında üç çocuğu oldu. Ancak evliliği uzun sürmedi ve 1970’lerin başında boşandılar. Leyla’ya yazdığı “Tatlı Dillim Güler Yüzlüm” gibi türküler, bu dönemin izlerini taşır.
Yalnızlık: Boşanma sonrası yalnız bir hayat sürdü. Bu yalnızlık, eserlerinde sıkça işlenen bir tema oldu.
Zor Yıllar ve Almanya Dönemi:
Hastalık ve Göç: 1978’de geçirdiği bir rahatsızlık (parmaklarında felç) nedeniyle sahneyi bırakmak zorunda kaldı. Tedavi için Almanya’ya gitti ve burada uzun yıllar kaldı.
Almanya’da Yaşam: Almanya’da Türk işçilere konserler verdi, düğünlerde çaldı. Bu dönemde maddi zorluklar yaşasa da müziğe devam etti. Çocuklarını da yanına aldı ve onların eğitimiyle ilgilendi.
Dönüş: 2000’li yıllarda Türkiye’ye geri döndü. Sağlığı düzelmiş, sevenleri tarafından büyük bir özlemle karşılanmıştı.
Son Yılları ve Vefatı:
Onur ve Tanınma: 2000’de Süleyman Demirel tarafından kendisine “Devlet Sanatçısı” unvanı teklif edildi, ancak Neşet Ertaş bunu “Ben halkın sanatçısıyım” diyerek reddetti. 2011’de ise UNESCO tarafından “Yaşayan İnsan Hazinesi” ilan edildi.
Hastalık ve Ölüm: 2012’de prostat kanserine yakalandı. Tedavi gördüğü İzmir’de, 25 Eylül 2012’de 74 yaşında hayatını kaybetti.
Defin Yeri: Kırşehir’de babası Muharrem Ertaş’ın yanına defnedildi. Mezarı, sevenleri tarafından sıkça ziyaret edilir.
Mirası:
Müzikal Katkıları: Neşet Ertaş, yüzlerce türkü bestelemiş ve söylemiştir. Geleneksel bozlakları modern bir üslupla yorumlayarak halk müziğine yeni bir soluk getirdi.
Felsefesi: “Aşkın bende bir insan, bir canandır” diyerek insan sevgisini ve tevazuyu öne çıkardı. Politikadan uzak durdu, sanatını halkla bütünleştirdi.
Etkisi: Arif Sağ, Musa Eroğlu gibi sanatçılarla aynı geleneği paylaşan Ertaş, genç nesil sanatçılara da ilham verdi.
Öne Çıkan Eserleri:
“Zahidem”
“Gönül Dağı”
“Yalan Dünya”
“Neredesin Sen”
“Ah Yalan Dünya”
“Kara Tren”
Kişiliği ve Anlamı:
Neşet Ertaş, sade yaşamı, içtenliği ve mütevazı duruşuyla halkın gönlünde taht kurdu. Alevi-Bektaşi geleneğinden gelen “gönül” anlayışı, onun müziğinde ve sözlerinde hep hissedildi. “Bozkırın Tezenesi” unvanı, onun sazındaki ustalığını ve Anadolu’nun sesini temsil ettiğini ifade eder.